31 Mayıs 2013 Cuma

Yavuz Sultan Selim ve Alevilik

Bu aralar o kadar çok konu tartışılmaya sunuldu ki, neyi tartışacağımızı şaşırdık. Hükumetimizin yeni taktiği, "biz tartışılacak her konuyu ortaya atalım hiçbirini doğru düzgün tartışamasınlar" olsa gerek. Bizim İstanbul boğazına yapılacak 3. köprüyü tartışmamız gerekirken; biz, köprüyü kabullenip köprünün adını tartışıyoruz. Köprü için ihaleler yapılıp temeller atıldığından, hepsinden önemlisi "yüce karun" böyle istediğinden, artık köprünün yapılıp yapılmamasını tartışmanın bir anlamı yok. Çünkü ne yazık ki bunun geri dönüşü yok.

Köprüye verilecek isme gelince;
yazının amacı köprünün adını tartışmak değil. Kişisel kanaatim köprüye İstanbul ile ilgili bir isim verilmesidir. Bu isim de kesinlikle Yavuz Sultan Selim değildir. Bu yazıda köprünün isminin ne olması gerektiğinden ziyade, 3. köprüye verilen Yavuz Sultan Selim isminin alevilere rahatsızlık vermemesi gerektiğini anlatmaya çalışacağım.

Yavuz Sultan Selim'in en önemli hedefi halifeliği Osmanlı'ya geçirmek ve islam şehrine hakim olmaktı. Her padişah gibi böyle bir hedeften önce hazırlık yapması gerektiğini biliyordu. Bu hazırlıkların en önemli bölümü düşman devletlerle barış yapmak veya o devletleri etkisiz hale getirmektir. O dönem Sultan Selim'in projesini en çok baltalayacak devlet Safevi Devletiydi.  

Safevi devleti, 1501 yılında Tebriz'in alınmasıyla kurulmuş ilk şii devletlerindendir. Kuruluşundan sonra Anadolu'da çıkardığı Şah Kulu isyanıyla, neredeyse Osmanlı'nın dağılmasına neden olacak büyük bir soruna neden olmuştur. Ayrıca Safevi şahı Şah İsmail, hem Anadolu'ya gönderdiği casuslarla Osmanlı himayesindeki Alevileri kandırıp ülkelerini terk etmelerine neden olmuş, hem de Tebriz'de bulduğu tüm sünnileri kılıçtan geçirmiştir.

Yavuz Sultan Selim'de büyük seferden önce, hem bu tehlikeyi ortadan kaldırmak hem de Şah İsmail'i katliamlarından dolayı cezalandırmak istediğinden Safevi Devleti üstüne sefer düzenlemiştir. 

Sultan Selim'in alevi düşmanı olduğu iddiası da tam bu noktada çıkmaktadır. Selim İstanbul'dan Tebriz'e kadar hiçbir orduyla karşılaşmadan ilerlemiştir. Şah İsmail ordusuyla birlikte kaçtığı için, Sultan Selim savaşmadan Tebriz'i ele geçirmiştir. Padişah, Şah'ın peşinden gidip onu tamamen etkisiz hale getirmek istese de ordusu buna izin vermemiştir ve ordu Tebriz'den ayrılmıştır. Bunun üstüne Şah İsmail tekrar Tebriz'e gelip şehri ele geçirmiştir. Buna sinirlenen Selim tekrar İsmail'in üstüne gitmiştir ve sonunda Çaldıran'da karşı karşıya gelmişlerdir. Bir çoğu, şah için ölmeyi kutsal sayan, ateşli silahları bulunmayan ve şahlarının kendilerini koruyacağını düşünen Şah İsmail'in askerleri, doğal olarak büyük bir bozguna uğramıştır. 

Osmanlı'nın, bir çoğu alevi olan yeniçerilerinin, Şah İsmail'in ordusunu kılıçtan geçirmesi; bazı insanların siyasi amaçlarla Yavuz Sultan Selim'in alevi düşmanı olduğunu iddia etmesine sebep olmuştur. Aslında durum böyle değildir. Yavuz Sultan Selim, alevi oldukları için değil; Osmanlı topraklarındaki alevileri kandırıp götürdükleri ve Tebriz'de sünni halka zulüm ettikleri için Safevi'nin üstüne yürümüştür. 

Ortada, Yavuz Sultan Selim'in yaptığı bir din düşmanlığı yoktur. Eğer Selim alevilere düşman olup, katliam yapsaydı bu işe kendi halkından başlardı. Çünkü Osmanlı'da ordu dahil birçok yerde aleviler bulunmaktaydı. Kaldı ki, Selim'in, alevilere katliam yaptığıyla ilgili hiçbir tarihi belge yoktur. 

Ülkemizde en çok yapılan hatalardan biri de; tarihi olaylar değerlendirilirken, dönemin koşullarından ziyade, günün koşulları göz önünde bulundurularak bir sonuç aranmasıdır. Çaldıran'da Osmanlı ordusu birçok aleviyi öldürmüş olabilir. Ancak bu Selim'in alevileri yok edici bir politikası olduğu anlamına gelmez. Savaşta düşmana kayıp verdirdiği anlamına gelebilir. Yani konu, sadece, iki hükümdar arasındaki saltanat mücadelesi çerçevesinde değerlendirilebilir.

Yavuz Sultan Selim'in alevi düşmanı olduğu savı, Türk ve Türk tarihi düşmanları tarafından iftiracı bir anlayışla; alevi düşmanları tarafından da iğrenç bir gurur duygusuyla desteklenmektedir. Akıllı ve mantıklı insanların bu oyuna gelmemesi gerekir.

0 yorum:

Yorum Gönder