14 Aralık 2012 Cuma

Üç Büyükler ve Hükümetler


Üç Büyükler ve Hükümetler

Nedense durup dururken Türkiye'deki üç büyük spor kulübünün şu anki durumlarını, geçmiş dönemlerde ülkemizi yöneten hükümetlerle eşleştirme ihtiyacı hissettim. Böyle bir fikir de Aziz Yıldırım Fenerbahçesinin şu anki mevcut hükümete ne kadar çok benzediğini düşünürken aklıma geldi.
 Madem şu anki Fenerbahçe, on yıldır iktidarda bulunan AKP hükümetine benziyor, peki diğer kulüpler hangi hükümetlere benziyor ?

Fikir Fenerbahçe'den çıktığı için bu kulüpten başlayalım. Fenerbahçe neden AKP hükümetine benziyor ?

  •  Bence en çok benzedikleri durum her ikisinde de tüm iradenin tek adamda toplanmış olması. R.Tayyip    Erdoğan, son 10 yıldaki hükümetlerin (başbakan olmadığı ilk AKP hükümeti dahil) tek söz sahibi    kişisidir. Kesinlikle onun sözünün üstüne söz söylenemez ve kesinlikle parti içinde ona karşı tavır alınamaz. Aynı durum Fenerbahçe'de Aziz Yıldırım için de geçerlidir. Aziz Yıldırım'da kulüp için de tek adam, tek hakimdir. Kesinlikle onun sözünün üstüne söz olmaz ve asla ona muhalefet edilemez. Ağzından çıkan her söz doğrudur ve uygulanmalıdır.     

  • Her iki liderde muhalif seslere tahammül edemez. R.Tayyip Erdoğan, kendisini eleştirenlere direk aşağılayıcı, küçümseyici bir tavırla hakaret ederek karşılık verir. Aziz Yıldırım, kendisine muhalif olan aykırı sesleri eleştirmek bir yana, o kişileri hemen kulüpten uzaklaştırmaya çalışır (Ör. Sadettin Saran).

  •   Her iki kulüpte de "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" durumu vardır. Ülkede hükümet muhalifi onca insan sadece muhalif olduğu için tutuklu yargılanmayı beklerken, hükümetin kendi fikirlerine uymayan kitaplar yasaklanırken, hırsızlıkla yargılanan ve Almanya'da mahkum edilen zengin yandaşlarını Türkiye'de yargılamak bir yana, yargılamaya kalkan savcılar hakkında suç duyurusunda bulunulup, o savcılar tutuklanırken, hükümet yetkilileri hala ağızlarından demokrasi, özgürlük, hak,hukuk, adalet kelimelerini düşürmezler. Fenerbahçe'de ise kulüp kanalında fanatiklik üzerine yayınlar yapılırken, hakem soyunma odaları basılırken, futbolun içinde mafyavari işlere kalkışılırken, kendi taraftarına kendi futbolcusu dövdürülürken, koca federasyon avuç içine alınmaya çalışırken hala ağızlardan fair play, Türk futbolunun gelşişmesi, Türk sporu gibi kavramlar düşmez.      

  •  Her iki organizasyonda da destekçiler, oluşuma ve lidere gönülden bağlıdır. Her icraat kayıtsız şartsız desteklenir. Bir önceki benzerlikteki tüm olaylara rağmen hem Fenerbahçe taraftarı hem de Akp seçmenleri sonuna kadar bu olayları savunurlar.

  •  Her iki ekibin lideride cezaevine girmiştir ve cezaevinden güçlenerek çıkmıştır.


Gelelim Galatasaray'a. Şu anki Galatasaray 1993/1998 arasındaki hükümetlere benziyor.

  • Her ikisinin de en büyük benzerlikleri "derin" yöneticiler. Bahse konu olan dönemde Türkiye'de en belirgin olgu derin devletti. Sürekli çarpıcı gelişmeler olur, ancak bir açıklama bulunamazdı. Görünmeyen bir güç daima hissedilirdi. Galatasaray'da da aynı durum geçerli. Galatasaray yönetimlerinin üstünde derin bir Galatasaray yönetimi mevcut gibi. Sürekli kulübü elinde tutmayı çalışan. Bunun için kişileri feda etmekten çekinmeyen ve gücünü kaybetmemek için elinden gelen herşeyi yapan.

  • Her ikisinde de bazı dönemlerde yöneticiler zor kullanılarak alaşağı edilmiştir. 28 Şubat döneminde hükümetin devrilmesi ile Galatasaray'da Adnan Polat'ın elinden başkanlığın alınış şekli bunlara örnektir. Her ikisinde de derin yöneticilerin parmağı vardır.     

  • Her ikisinde de destekçiler bu derin oluşumdan garip bir şekilde hoşlanmaktadır. O dönemde vatandaş derin devletin gerekliliğine inanırdı, Galatasaray taraftarı da kulüp içindeki ayrımcılığı, lise geleneği diyerek sahipleniyor.

  • Derin devleti yönetenler 70 milyon insanı unutup, kendilerini devletin sahibi zannediyorlar, Galatasaray içindeki derin yönetim de milyonlarca taraftarı olan koskoca kulübü kendi mallarıymış gibi görüyorlar.


Beşiktaş ise daha çok 1999/2002 arasındaki DSP-MHP-Anap koalisyon hükümetine benziyor.

  • O dönemki hükümet tam kriz üstüne geldi. Ekonomi çökmüş, döviz Merkez Bankasının çabalarıyla belli bir değerde tutulmaya çalışılıyordu. Üstüne, hükümet kurulur kurulmaz Türk ekonomisinin lokomotif şehirlerindeki deprem felaketi işleri iyiden iyiye sarpa sardırdı. Beşiktaşın şimdiki yönetimi de o dönemin hükümeti gibi, tam da kriz üstüne geldi. Kulüp, şimdiki federasyon başkanı Yıldırım Demirören tarafından çok yüksek meblağlarda borçlandırılmış, kulüp çalışanlarının maaşlarını bile ödeyemeyecek duruma gelmiştir.

  • 1999/2002 dönemi iktidara gelen hükümet bu ekonomik krizi giderebilmek için vatandaşı da zor durumda bırakan birçok önlem almıştı. Bir dizi krizi giderecek uygulamadan ve kemer sıkma politikasından sonra vatandaş ekonomik olarak gerilmişti. Bu sene ki Beşiktaş taraftarının hali de o dönemdeki vatandaşa benzemektedir. Ekonomik sorunlar nedeniyle kulüp yeterince transfer yapamamış üstüne eldeki kaliteli oyuncuları da kaybetmiştir. Bu durum daha sezon başından taraftarı umutsuzluğa sürüklemiştir.        

  • 99/02 dönemindeki 57. hükümet uyguladığı politikalarla, sonraki hükümetlerin ekonomik olarak rahatlamasını sağlamıştır. Çünkü kemer sıkma politikasının hasadını sonraki hükümetler yapmış, işin bütün sıkıntısını 57. hükümetin çekmesine rağmen meyvesini kendisinden sonraki hükümetler yemiştir.Henüz gerçekleşmedi ancak benim öngörüme göre şu anki Beşiktaş yönetimi elinden geleni yapacak, başarılı yatırımlar yapıp kulübü kurtaracak adımlar atacaktır. Ancak takımın alacağı birkaç başarısız sonuçtan sonra, hem yönetim hem teknik ekip ayrılacaktır. Yerlerine gelen yeni yönetimde, eski yönetimin sıkı ekonomi politikalarından sonra maddi anlamda rahatlamış bir kulübü yönetecekler. Yeni teknik heyette bu kriz döneminde oluşturulan genç takımın oyuncularıyla temel kadro kurup, yeni transferlerle başarılı olacak bir ekip oluşturacaktır.


Kulüplerden Galatasaray iç yapısından dolayı, Fenerbahçe başkanından dolayı, Beşiktaş ise şu anki durumundan dolayı ilgili hükümetlere benziyor. Elbette ki bir hükümetle bir kulüp birebir karşılaştırılamaz. Birçok farklı yanları da vardır. Ben sadece eğlenceli olduğu için benzer bulduğum özelliklerini yazdım.

twitter.com/izzettinh

Facebookta Paylaş

0 yorum:

Yorum Gönder