11 Ocak 2013 Cuma

Apo Kardeşliği

Son günlerin en çok konuşulan konusu pkk yöneticileriyle ve apoyla yapılan pazarlıklar. Hükümetimiz itiraf ettiği gibi pkknın yöneticileriyle görüşüyor. Terörü sözde bitirmek için bazı pazarlıklar yapılıyor. Herkes gibi benim de merak ettiğim kısmı, pazarlıklarda pkknın talepleri ve hükümetin vaatleri. 

Ancak ben bundan önce farklı bir noktaya değinmek istiyorum. Hükümetimiz, pkknın yöneticisi sıfatıyla görüştüğü teröristlerin, nasıl yönetici olduğuyla alakalı bir fikre sahip midir ?
Biraz fikir yürütelim. Sizce, dağda, amacı mümkün olduğunca can almak olan bir örgütün üyesi, ne yaparak örgüte yönetici olabilir ? İyi bir üniversite diplomasına ya da geçmiş iş tecrübelerine baktıklarını düşünmüyorum. Baktıkları tek bir şey var: Kaç can aldığı. Tek amacı insan öldürmek olan örgütte kariyer yapmak için gereken tek şey olabildiğince can almak. Acaba pkk ile görüşen hükümet yöneticileri, başbakan, mit müsteşarı görüştüğü, pazarlık yaptığı, karşısındaki teröristin kaç can aldığını bir an olsun akıllarından geçiriyorlar mıdır ? Bu işin kaşarlarını geçtim. Terör bitecek yalanına kanarak, "apoyla pazarlık yapılabilir" diyen vatandaş, bu lafı ederken bir an olsun aponun kim olduðunu aklından geçiriyor mudur ? Yurdum insanının, aponun geçmişini hatırlayıp hala bu şekilde düşünmesi tam anlamıyla yozlaşmanın göstergesidir. Ölen o kadar insanın üzüntüsünü biraz olsun hissetmediğinin kanıtıdır. Bu da milletimize, son 10 yılda yapılan hissizleştirme operasyonunun sonucudur. 

İnsanlar terör bitecek umuduyla pkk ile pazarlığa, apo ile görüşmeye ve belki de ileride aponun serbest kalacağı gerçeğine göz yumuyor. Burada benim anlamadığım bir durum var. Amaç terörü bitirmekse neden terör örgütüne tavizler veriliyor. 1999-2002 yılları arasında terörün kademeli olarak bitirildiğini; 2002 de AKP iktidara geldikten sonra pkk terörünün tekrar hortlatıldığını bilmeyen, öğrenmeyen kaldı mı ? 1999-2002 arası terör bitirilirken, pkkya taviz verildi mi ?

Terörle, siyasi ve askeri bir kararlılıkla mücadele edildiğinde, terörün biteceğini biliyoruz. Ama asıl kilit nokta da burası zaten. Terörle siyasi ve askeri bir kararlılıkla mücadele ederseniz, güneydoğu ve doğu anadoluda ki BDP oylarını kapamazsınız. AKP 'nin hesabı da bu gerçeğe göre şekilleniyor. AKP hükümetinin 10 yıldır, hortlayan pkkyı bitir(e)memesinin sebebi budur. Hem terörle mücadele edip, hem de BDP'nin oylarını almaya çalıştılar. Bu da terörün elinin tekrar güçlenmesine sebep oldu; ve sonucunda eli güçlenen pkk terörüne teslim olundu. 

BDP oylarının bir diğer talibi de CHP'dir. Yeni genel başkanıyla bu amacını açıkça gösteren CHP bu son gelişmeyle de tutumunu netleştirmiştir. Güneydoğu'da bir oy potansiyeli var ve CHP bu oylardan payına düşeni kapmak istiyor. Bu sebepledir ki parti tabanında ki Atatürkçü kısmı kandırıp bu sürece destek olmaktadır. 

Bu süreçten en zararlı çıkacak parti BDP'dir. Çünkü BDP'nin yıllardır oy aldığı tek argüman elinden alınmış olacak. Ben BDPliler'in de bu durumun farkında olduğunu, arka tarafta bu süreci baltalamaya çalışacaklarını düşünüyorum. BDP bu sürece açıktan karşı gelemez. Çünkü açık bir şekilde muhalefet ederlerse, sözde barış yanlısı parti iddialarını kendi elleriyle çürütmüş olurlar. 

Eğer süreç bu şekilde devam ederse karlı çıkacak bir diğer parti de MHP'dir. Oluşan siyasi havaya bakarsanız şunu görürsünüz: AKP, CHP, BDP, pkk ve apo aynı safta ve bu süreci destekliyor. Bu birliğin karşısındaki tek parti hatta tek oluşum MHP. Bu sürece karşı olan, katille pazarlık yapılmasını ve bebek katiline taviz verilmesini istemeyn vatandaşların tek alternatifi MHP olacak. Bu görüşte olanların sayısı da, MHP'yi geçen seçimlerde destekleyenlerin sayısının çok üstünde olduğunu düşünüyorum. Yani geçen seçimde MHP'ye oy vermeyen ama bu sürece karşı çıkan insanların, böyle giderse MHP'yi destekleyeceklerini düşünüyorum. 

Ben özellikle siyasi bir kararlılıkla terörle mücadele edilirse terör belasının taviz verilmeden ve kökten yok edileceğini düşünüyorum. Oy kaygısı, çıkar kaygısı olmadan yapılacak terörle mücadelenin başarılı olması kaçınılmazdır. AKP hükümetinin terörle mücadele yöntemi bizi bu mağlubiyet noktasına sürükledi. Askere pusu kurup saldıran, sivilleri katleden katillerin serbest bırakılması, cezalandırılmaması hatta bir kısmının Türkiye'de yaşamasına izin verilmesi pkk karşısında teslim olmanın açık göstergesidir.

Ne olursa olsun, ne yapılırsa yapılsın, askerimizi, sivil vatandaşımızı öldürmüş insanların affedilip, aramızda dolaşma ihtimallerini içime sindiremiyorum. Daha dün, Güngören'de patlattığı bombayla, sivilleri öldüren teröristlerin affedileceği ve yarın benimle birlikte yanyana rahatça metroda seyehat edeceği fikri beni çok rahatsız etmektedir. Eminim bu ülkede benimle aynı hislere sahip milyonlarca vatandaş vardır.

twitter.com/izzettinh

Facebookta Paylaş

0 yorum:

Yorum Gönder